– Geoteknik çalışmalar kapsamında saha sondajından başlayarak zemin iyileştirme & iksa yapımı teslim sürecine kadar tüm proje ve uygulamaları başından sonuna kadar yerine getirebilen Türkiye’de tek firmayız.
– Müşterilerimizin olumlu dönüşleri, teknik değerlendirmelere ve denetimlere uygunluk, üniversite onaylı projeleri yerine getirmek en önemli referanslarımızdır.
İstanbul EZ İnşaat, inşaat, geoteknik mühendislik ve zemin iyileştirme sektörlerinde faaliyet göstermektedir.
Şirket, mobil, çevik ve müşteri odaklı bir firma olma vizyonuyla kurulmuştur.
Firma, geoteknik zemin iyileştirmeleri, saha uygulamaları ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.
– Araziye bina yapılabilmesi için zeminin fiziksel ve mekanik özellikleri, yapı yükü ve çevresel faktörler dikkate alınmalı ve akabinde zemin etüdü yapılmalıdır.
– Kesin cevap için *geoteknik rapor* şarttır. Lisanslı bir geoteknik mühendisi tarafından Saha İncelemesi + Laboratuvar Testleri + Mühendislik Değerlendirmesi** ile karar verilebilir.
Tbdy 2018 yönetmeliği gereği Türkiye’de zemin etüdü *yasal zorunluluktur* ve güvenli yapılaşmanın temel şartıdır. Mevzuata uyulmaması, hem can kaybı riskini artırır hem de cezai sorumluluk doğurur.
Zemin enjeksiyonu, zemin boşluklarını doldurmak, zemini güçlendirmek ve su yalıtımı sağlamak için kullanılır. Özellikle oturma problemleri yaşayan yapılarda ve baraj, tünel gibi su geçişini önlemek gereken projelerde uygulanır.
Firmamız, ulusal ve uluslararası inşaat ve geoteknik mühendislik standartlarına uygun olarak çalışmalarını yürütmektedir. Projelerimizde, yapı güvenliğini sağlamak için modern mühendislik yöntemleri, sertifikalı malzemeler ve iş güvenliği kurallarına tam uyum sağlanmaktadır.
İlk olarak, proje detaylarınızı paylaşarak ön inceleme ve teknik analiz yaptırabilirsiniz. Mühendislerimiz sahada gerekli çalışmaları yaparak size özel bir çözüm sunar. Uygun görülen yönteme göre teklif hazırlanır ve onay sürecinden sonra uygulamaya başlanır.
– Binanın oturduğu zeminin deprem sırasındaki davranışı büyük önem taşır. Üst yapının sağlamlığının yanısıra şu faktörler değerlendirilmelidir:
Zemin Türü: Kaya, sıkı kum, sıkı kil gibi zeminler genellikle daha güvenlidir. Gevşek kum, yumuşak kil veya dolgu zeminler depremde büyük yer değiştirmelere neden olabilir.
Taşıma Gücü: Zemin yeterince güçlü değilse, bina temeli oturabilir veya eğilebilir.
Sıvılaşma Riski: Kumlu ve suya doygun zeminlerde, deprem sırasında sıvılaşma meydana gelebilir. Bu durum, zeminin taşıma gücünü kaybetmesine ve bina göçmelerine neden olabilir.
Yeraltı Suyu Seviyesi: Yüksek yeraltı suyu, sıvılaşma riskini artırır ve bina temeli için sorun oluşturabilir.
Ayrıca Temel Tipi, Temel Derinliği, mevcutta Zemin İyileştirme olup olmadığı, Heyelan riski, İstinat duvarları veya drenaj sistemleri uygunluğu değerlendirilmelidir.
– Bu tür teknik analizler ve değerlendirmeler alanında uzman geoteknik firmaları tarafından yapılmalıdır. İstanbul Ez İnşaat Mühendislik olarak Deprem Yönetmeliklerine uygun zemin analizleri ve iyileştirmeleri yapıyoruz.
– Zayıf zeminlerde, taşıma gücünü artırmak ve sıvılaşmayı önlemek için şu yöntemler uygulanabilir:
– Donatılı & Plastik Fore Kazıklar, Derin Karıştırma (Deep Mixing), Jet Grout Kolonları, Taş Kolonlar, Drenaj Yöntemleri, Sıkıştırma (Compaction), Basınçlı & Basınçsız Zemin Enjeksiyonları, Kontrollü Mühendislik Dolguları.
– Hayır, bir binanın sadece üst yapısının sağlam olması, depreme karşı tam güvenli olduğu anlamına gelmez. Deprem güvenliği için hem üst yapı (kolon, kiriş, perde duvarlar, malzeme kalitesi vb.) hem de zemin ve temel sistemi birlikte değerlendirilmelidir.
Eğer zemin zayıfsa, üst yapının sağlam olması binanın güvenli olduğu anlamına gelmez. İşte nedenleri:
1. Zemin ve Temel Deprem Davranışını Belirler
Zemin Taşıma Gücü: Zemin yeterince sağlam değilse, bina deprem sırasında oturabilir veya eğilebilir.
Sıvılaşma Riski: Kumlu ve suya doygun zeminlerde deprem sırasında sıvılaşma oluşursa, bina stabilitesini kaybedebilir ve yana yatabilir.
Zemin-Yapı Etkileşimi: Zemin deprem dalgalarını büyütebilir veya farklı yönlerde hareket ettirebilir, bu da binanın beklenmedik şekilde zorlanmasına neden olabilir.
Örnek: 1999 Gölcük ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde bazı binalar üst yapı olarak sağlam olmasına rağmen zeminin sıvılaşması veya taşıma gücünün yetersizliği nedeniyle yan yatarak hasar gördü.
– 2. Deprem Dalgalarının Zeminde Büyüme Etkisi
Bazı zeminler, deprem dalgalarını büyüterek üst yapıya gelen kuvvetleri artırabilir.
Özellikle alüvyon ve gevşek dolgu zeminlerde, deprem dalgaları daha uzun sürede sönümlenir ve bina daha fazla salınım yaparak göçme riski artar.
Örnek: 1985 Meksika depreminde, sert zemin üzerindeki binalar sağlam kalırken, yumuşak zeminlerdeki binalar büyük hasar gördü, çünkü zemin deprem dalgalarını büyüttü.
Sonuç: Üst Yapı Tek Başına Yeterli Değil
✅ Bina üst yapısının sağlam olması önemli ama yeterli değil.
✅ Zemin etüdü yapılmalı, temel tasarımı ve zemin iyileştirmesi gerektiği gibi olmalı.
✅ Sıvılaşma, heyelan ve farklı oturma riskleri değerlendirilmelidir.
Eğer zeminin sağlam olup olmadığından emin değilseniz, uzman bir ekip tarafından geoteknik mühendislik raporu alarak binanın alt yapısının deprem güvenliği açısından incelenmesini sağlayabilirsiniz.